AYM’den Önemli Karar; Dayanışma Aidatı Ödeyenler, TİS’ten Talep Tarihi İtibariyle Yararlanabilecekler!

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından dayanışma aidatı ödeyerek TİS’ten yararlanmak isteyen işçiler, talep tarihinden itibaren geçerli olmak üzere geriye dönük olarak TİS hükümlerinden faydalanabilecekler.

Anayasa Mahkemesi, çalışma hayatına ilişkin önemli bir iptal kararı verdi. AYM, taraf sendikaya üye olmayan işçilerin toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödeyerek ve imza tarihinden itibaren yararlanacaklarına ilişkin “imza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibariyle hüküm doğurur.” cümlesini iptal Anayasa aykırı bularak iptal etti.

Böylece dayanışma aidatı ödeyerek TİS’ten yararlanmak isteyen işçiler, talep tarihinden itibaren geçerli olmak üzere geriye dönük olarak TİS hükümlerinden faydalanabilecekler.

 6356 sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Toplu iş sözleşmesinden yararlanma” başlıklı 39. Maddesinin dördüncü fıkrası şu şekildeydi:

“(4) Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.”

Bu maddenin son cümlesindeki “İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.” hükmüyle, dayanışma aidatı ile TİS’ten yararlanma sınırlandırılmış, taraf sendikaya üye olmayan işçilerin dayanışma aidatı ödeyerek TİS’ten en erken imza tarihi itibariyle yararlanmasına izin verilmişti. Böylece sendika üyesi işçiler lehine bir düzenleme yapılarak sendika üyeliği teşvik edilmekteydi.

Bakırköy 16. İş Mahkemesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’ndaki İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.” hükmünü Anayasa’ya aykırı bularak iptal talebinde bulundu.

Mahkemenin başvuru gerekçesinde, itiraz konusu kuralla, toplu iş sözleşmesinden faydalanmaya ilişkin talebin sendikaya üye olmayan işçiler bakımından geçerlilik tarihinin toplu iş sözleşmesinin imza tarihi olarak belirlendiği, bu suretle işçilerin toplu iş sözleşmesini akdeden sendikaya üye olmaya zorlandıkları belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürüldü.

Anayasa Mahkemesi, 3 Mart 2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39. Maddesinin dördüncü fıkrasındaki “İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.” cümlesini Anayasa aykırı bularak iptal etti. Böylece dayanışma aidatı ödeyerek TİS’ten yararlanmak isteyenler için sınırlama kaldırmış oldu. Bu işçiler de artık TİS’ten talep tarihi itibariyle yararlanabilecekler.

Anayasa Mahkemesi iptal kararında özetle şu değerlendirme yer verdi:

“Toplu iş sözleşmesine taraf sendika üyesi olan işçi, talebi gerekmeksizin üye aidatı ödeyerek üye olmayan işçi ise talebi üzerine dayanışma aidatı ödemek suretiyle sözleşmenin parasal hükümlerinden yararlanmaktadır. Ancak yetki alma ve toplu iş sözleşmesinin hazırlık, müzakere ve pazarlık süreçlerinin devam ettiği dönemlerde sendika üyesi olmayan işçilerin dayanışma aidatı ödemesi itiraz konusu kuralla engellenmektedir. Kuralın toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte taraf sendika üyesi olan işçiler lehine bir sonuç doğurduğu, bu nedenle sendikalaşma yarışında taraf sendika lehine bir avantaj yarattığı açıktır. Bu durum ise sendikalar arasındaki yarışın ve dolayısıyla çoğulculuğun zedelenmesine neden olabilecektir.

Taraf sendika üyesi olmayıp sözleşmeden yararlanmaya ilişkin diğer şartları haiz olan işçilerin toplu iş sözleşmesinin hükümlerinden mahrum bırakılmalarının, bu kapsamdaki işçileri sendikaya üye olmaya zorlayacağı açıktır.

İtiraz konusu kuralla, taraf sendika üyesi olmayan işçilerin toplu iş sözleşmesinin toplu görüşme ve pazarlık sürecinin uzaması nedeniyle öngörülecek geçmişe yönelik parasal hükümlerden yararlanmaları engellenmek suretiyle güçlü sendika ile toplu iş sözleşmesi hakkı arasındaki denge bozulmuştur.

Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca sendika ve toplu sözleşme haklarına getirilen sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması gerekir. Bu itibarla kuralla getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 51. ve 53. maddeleri kapsamında bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı, aksine demokratik bir toplumda bulunması gereken çoğulculuğa zarar verdiği, sendikalar arası rekabeti taraf sendika lehine haksız şekilde bozduğu anlaşılmaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.”

Anayasa Mahkamesi'nin kararına ulaşmak için tıklayınız

 

Ekli Dosyalar

03 Mar 2021 - 10:42 - TİS


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kamu İşçileri Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kamu İşçileri hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kamu İşçileri editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kamu İşçileri değil haberi geçen ajanstır.