İşçi ve İşveren, Haklı Fesih Yetkisini Kullanırken Hangi Süre Sınırlamalarına Tabidir?

Yargıtay’ın kararına göre 6 iş günlük süre, işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden işgünleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.

Bilindiği gibi 4857 sayılı İş Kanunu, işçi veya işveren için haklı nedenle fesih için gerekli olan şartları ayrıntılı olarak tanımlanmıştır.

İşçi ya da işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, bu yetkinin kullanılma süresi sınırsız değildir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/28127 Esas ve 2019/892 sayılı Kararında, fesih hakkının kullanımına ilişkin süreler detaylı şekilde irdelenmiştir.

Buna göre; 4857 İş Kanunu’nun 26. maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür.

Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğrenilmesinden itibaren 6 işgünü ve her durumda fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl olarak belirlenmiştir.

Peki 6 günlük süreye, olayın öğrenildiği gün dahil midir? Yoksa 6 günlük süre, olayı takip eden gün mü başlar?

Yargıtay’ın kararına göre 6 iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden işgünleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.

Burada altının çizilmesi gereken nokta, işgünü kavramıdır. Yani 6 günlük fesih süresinin hesabında, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri atlanarak hesaplama yapılır.

Örneğin 22 Nisan 2019 tarihinde haklı nedenle fesih gerektiren bir fiil söz konusu olduğunda; 23 Nisan’ın da Genel Tatil olduğu dikkate alınarak 24 Nisan’dan itibaren 6 iş günü sayılacaktır. Hafta tatili olan 28 Nisan Pazar günü de atlanarak 30 Nisan’ın bitimiyle birlikte 6 günlük haklı fesih süresi de bitmiş olacaktır.

İşverenin tüzel kişi olması durumunda 6 iş günlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın Disiplin Kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün 6 iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur.

Bu noktayı biraz açacak olursak; örneğin haklı fesih gerektiren bir durum ortaya çıktığında, bu husus Disiplin Kurulu tarafından incelenecekse 6 günlük süre işlemez. Disiplin Kurulu araştırma ve incelemesini yapıp kararını feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirir. Disiplin Kurulu incelemesini yapıp kurumun yetkili amirine haklı fesih yapılması gerektiğini bildirdiğinde 6 iş günlük süre işlemeye başlar. Söz konusu yetkili amirin fesih için yukarıdaki örnekte olduğu gibi, iş günlerini dikkate alarak 6 iş günü içerisinde bu yetkisini kullanması gerekir.

Ancak 1 yıllık sürede durum farklıdır. 1 yıllık süre her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar. Yani her durumda, haklı fesih yetkisinin fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıllık sürede kullanılması gerekir.

4857 sayılı Kanun’un 26. maddesinde öngörülen 6 iş günlük ve 1 yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren 6 iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkanını ortadan kaldırır.

Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hakim resen dikkate almak zorundadır. Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.

Ekli Dosyalar

19 Haz 2022 - 09:00 - Yargıtay Kararları


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kamu İşçileri Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kamu İşçileri hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kamu İşçileri editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kamu İşçileri değil haberi geçen ajanstır.