İşveren Hata ile Yaptığı Fazla Ödemeyi İşçinin Onayı Olmadan Kesebilir mi?

İşverenin işçiye yaptığı fazla ödeme geri alınabilir mi? Hangi mevzuat hükümleri çerçevesinde kesinti yapılabilir? Yargıtay kararları ne yöndedir?

İş hayatının doğası gereği çalışan hizmet üretmekte, işveren de bu hizmete karşın işçisine ücret ödemektedir. Bu ödemeler maaş niteliğinde olabildiği gibi fazla mesai, gece çalışması, zam, tazminat veya sosyal yardım gibi çeşitli kalemlerde de yapılmaktadır. Zaman zaman hatalı yorum ya da bilgi eksikliğinden kaynaklı olarak işçiye fazla ödeme söz konusu olabilmektedir. Ayrıca çalışanın eksik veya yanlış bilgi vermesinden dolayı da fazla ödeme ortaya çıkabilmektedir.

Çalışma hayatında sıkça karşılaşılan bu durumlarda, hata sonucu işçiye yapılan fazla ödemenin geri alınıp alınamayacağı veya hangi mevzuat çerçevesinde geri alınabileceği açıklığa kavuşturulması gereken hususlardır.

İŞ KANUNUNDA HÜKÜM VAR MI?

4857 Sayılı İş Kanuna tabi işçiler açısından bu konuda açık mevzuat hükümleri bulunmamaktadır.

İş Kanunu’na göre işveren tarafından işçiye yapılan her türlü ödemelere ilişkin olarak ücret hesabını gösterir bir pusula vermesi zorunludur. İlgili hüküm şu şekildedir;

Ücret hesap pusulası Madde 37 –

İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.

Yine İş Kanunu’nun 62. Maddesinde işçinin ücretinden indirim yapılamayacağını ilişkin şu hüküm yer almaktadır;

Ücretten indirim yapılamayacak haller Madde 62 –

Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.

İş Kanunu’nun 22. Maddesi’nde ise çalışma koşullarında esaslı değişiklik tanımlanmış, bu değişikliklerin işçiye yazılı bildirilmesi şart koşulmuştur. İşçi tarafından 6 işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişikliklerin işçiyi bağlamayacağı da amir hükümdür.

Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi Madde 22 –

İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.

Ancak işçiye yapılan fazla ödemelerin geri alınabilmesi hususunun çalışma koşullarında esaslı değişiklik ya da ücretten indirim şeklinde değerlendirilmesi olanaklı değildir.

MEMURLAR AÇISINDAN UYGULAMA NASILDIR?

Bu noktada 657 Sayılı Kanuna tabi memurlar açısından fazla ödemelerin geri alınmasına ilişkin mevzuat hükümlerine bakmak gerekmektedir. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü tarafından, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun, 14/6/1974 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 22/12/1973 tarihli ve E. No. 1968/8, K.No. 1973-14 Sayılı kararı esas alınarak Tebliğ hazırlanmıştır. Bu tebliği ile;

– İdarenin, hatalı terfi veya intibak işlemine dayanarak ödediği meblağın geri istenmesine bir mahkeme kararına lüzum olmadan işlem tesis edebileceği ve bu işleme karşı açılacak davaların çözümünün Danıştay’ın görevi içinde olduğu,

– İdarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceği,

– Yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin geri alınmasının, hatalı

ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 60 gün içinde mümkün olduğu, 60 günlük süre geçtikten sonra geri istenmesinin mümkün olamayacağı belirtilmiştir.

Buna göre fazla ödemeye gerçek dışı beyan, hile ya da idareyi aldatıcı belge neden olmuşsa veya kolayca fark edilecek açık hata söz konusu ise fazla ödeme 60 günlük süreyle sınırlı olmaksızın her zaman geri alınabilir.

İşverenin ya da idarenin kendi ihmali veya bilgi azlığı sonucu oluşan fazla ödemeler 60 günlük dava açma süresi içinde geri istenebilir. Bu süre aşılmışsa, fazla ödemenin borçlar hukukunun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümleri gereğince dava yoluyla talep edilmesi mümkündür.

Memurlar için geçerli olan bu düzenlemelerin, genel çerçeve olarak işçiler için de emsal nitelikte olduğunu ve buna göre işlem yapılabileceğini değerlendiriyoruz.

YARGITAY KARARLARI NE DİYOR?

Ancak işçiler açısından bu konuda farklı Yargıtay kararları da söz konusudur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2009/33526 Esas, 2009/28432 Kararında, iş kaybı tazminatı olarak fazla ödeme yapılan işçi lehine karar verilmiştir. Kanuna dayanılarak işçiye yapılan fazla ödemenin işçiden geri istenemeyeceğine, hatalı olarak fazla ödemeyi yapan kurumun zarara katlanması gerektiğine hükmedilmiştir.

Kararın gerekçesinde ise şu ifadelere yer verilmiştir;

“Somut olayda davacı bir Devlet Kurumu, davalı işçidir. Kurumca davacı işçiye yasaya dayanılarak fazla ödemede bulunulmuştur. Davacı kurumun davacı işçiye göre sahip olduğu hesaplamaya ilişkin üstün donanımı ve ödeme miktarının belirlenmesinde uzmanlığı tartışılmazdır. İşçi iyi niyetlidir. Taraflar arasında ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir fark vardır. O halde somut olayın özelliği itibarıyla alacaklının zarara katlanması gerekir. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.01.1973 gün 6/2 sayılı kararı ve Danıştay Büyük Genel Kurulu’nun 22.12.1973 gün 8/4 sayılı kararı içerik olarak yukarıda varılan sonucu desteklemektedir.”

Yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2013/8232 E. , 2015/4644 Kararında, sehven fazla ödenen işe başlatmama tazminatıyla ilgili olarak şu hüküm kurulmuştur;

“Davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı kabul edilse dahi davalı işçi giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanan tazminatın bu ücret üzerinden ödenmesi gerektiğini sanarak kabul ettiğinden iyi niyetli olduğunun kabulü gerekir. Davacı işveren tazminatı hatalı hesaplasa da kendi hesaplaması ile karşı tarafa güven vermiştir. Dava açıldığında hatalı olarak ödenen miktarın iyi niyetli kabul eden davalı işçinin geri verme anında yedinde kaldığı da belirlenmemiştir. Diğer taraftan hatalı ödemeyi yapan davacı işveren ekonomik ve sosyal açıdan üstün, iyi niyetle zenginleşen işçi ise zayıf konumdadır. Güvenin korunması, hakkaniyet ilkeleri gereği bir borcu ifa etmek düşüncesiyle davacı işveren tarafından giydirilmiş ücret üzerinden ödenen işe başlatmama tazminatından fazla ödemenin istenmesi doğru değildir. Davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.”

Açıkça görüleceği gibi, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi her iki kararında işçi lehine yoruma giderek işverenden kaynaklı fazla ödemelerin işçiden geri alınamayacağını belirtmiştir. Yargıtay‘ın bu kararları çerçevesinde, hesaplamanın nasıl yapıldığını bilmeyen ve bilebilecek durumda olmayan, işverene güvenerek ödemeyi kabul eden işçi iyi niyetlidir. İşçinin iyi niyeti korunmalı ve işverenin hatasının bedeli işçiye yüklenmemelidir.

SEHVEN ÖDEME İŞÇİDEN NET ÜCRET ÜZERİNDEN Mİ BRÜT ÜCRET ÜZERİNDEN Mİ KESİLİR?

Bir başka tartışmalı husus ise işçiye yapılan hatalı ödemenin işçiden kesilmesi halinde bu kesintinin brüt ücret üzerinden mi yoksa net ücret üzerinden mi yapılacağıdır. Zira işçiye yapılan ücret ödemesine binaen vergi ve prim de ödenmektedir.

İşçiye yapılan fazla ödeme işçiden kesilecekse, bu kesintinin işçiye ödenen net ücreti aşmaması gerekir. İşverenin hatalı işleminden dolayı devlete yaptığı ödemenin işçiden tahsili hakkaniyet ilkesine aykırıdır.

SONUÇ

Kamu kurumları açısından bakacak olursak, hatalı bir idari işlem olan fazla ödemenin yine bir idari işlemle geri alınması doğru yöntemdir. Aksi takdirde kamu zararı söz konusu olacaktır.

Fazla ödeme 60 günlük idari dava açma süresi içinde geri alınabilir. Bu süre geçtikten sonra hile, kasıt, sahte belge gibi nedenler söz konusu ise geri almak mümkündür.

İşçinin, çalıştığı kurumdaki açık hatalı işlemden dolayı kendisine ödenen fazla parayı geri ödemesi gerekir. Aksi durumda bu durum haksız zenginleşmeye girecektir.

Ancak işçiye bir çalışmaya karşılık ödenen (örneğin fazla mesai); işverenin fazla olduğunu iddia ettiği, işçinin ise hakkı olduğunu ileri sürdüğü ödemelerin iade zorunluluğu yoktur. İşveren sonraki ücretlerinden bu gerekçe ile kesinti yaparsa işçi için mahkeme yolu açıktır. İşveren yanlışlıkla yaptığı fazla ödeme için dava açacak olursa bu dava sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre görülür.

Yukarıda yer verdiğimiz Yargıtay kararları çerçevesinde baktığımızda ise somut olayın niteliğine göre değişiklik göstermekle birlikte işverenin hesap hatası nedeniyle yapılan fazla ödemeler hususunda işçi lehine kararlar söz konusudur.

Yargıtay kararına ulaşmak için tıklayınız
Ekli Dosyalar

14 Eyl 2018 - 13:50 - Kamu İşçi


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kamu İşçileri Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kamu İşçileri hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kamu İşçileri editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kamu İşçileri değil haberi geçen ajanstır.