İşçinin işverene olan borcu; iş sözleşmesinde geçen işi yapmak, işverenin borcu ise; bu iş karşılığında ücret vb. ödemeleri yapmaktır.
İşveren ile işçi arasında karşılıklı hak ve yükümlülükler açısından bir takım anlaşmazlıklar oluşabilir. Farklı bir çok nedene dayanabilecek anlaşmazlıklarda işçi ile işveren arasında çeşitli diyaloglar gözlemlenebilir. İşçinin işvereni şikayeti de bu durumlardan birisidir. Şöyle ki işçinin çalışma hayatı ve sosyal güvenlik konuları hakkında her türlü; soru, öneri, eleştiri, ihbar, şikayet başvuru ve taleplerini iletebileceği mecralar vardır. İşçi memnuniyetsizlik içeren bir çok durumda bu yollara başvurarak şikayette bulunabilir. İşveren açısından bu durum haklı fesih sebebi doğurmaz fakat, işveren doğal fesih yetkisini kullanarak iş sözleşmesini sonlandırabilir. İşçi de bu durumda hak iddia edebilir.
Bu durumu konu ile alakalı somut bir olay üzerinden anlatacak olursak;
Ankara ilinde ikamet etmekte olan ve 31 yıldır aynı apartmanda apartman görevlisi, apartman yönetimini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına şikayet etmiştir. Bu durumun sonucunda apartman yönetimi tarafından işten çıkarılmıştır. İşçi şikayetinden 6 gün sonra işten çıkarılmıştır. Bu sebeple 18. İş Mahkemesine dava açmıştır. Açtığı davada; iş akdinin tazminatsız feshedildiğini, hafta tatili mesailerinin verilmediğini, fazla çalışma ödemelerinin verilmediğini iddia ederek kıdem tazminatı ve kötü niyet tazminatının apartman yönetiminden tahsilini talep etmiştir.
Apartman yöneticisi de mahkemede savunma yapmıştır. Davacının davalı apartmanın ortak konutuna 1977 yılında kiracı olarak girdiğini, bir yıl sonra kira veremeyeceğini beyan ederek kira ödemek yerine haftada bir defa binanın temizliğini yapmayı ve akşamları da çöp toplama işini üstlendiğini öne sürmüştür. Mahkemede savunma yapan apartman yöneticisi ise, apartman görevlisinin kira karşılığı yapmayı üstlendiği işin günde bir saatini aldığını, davacının zamanını apartman dışında bulduğu işlerde geçirdiğini, davacının hizmet tespiti davası açtıktan sonra apartmandan kendi iradesiyle ayrıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KÖTÜ NİYET TAZMİNATI NEDİR?
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötü niyet tazminatı denilmektedir.
Somut olayın hukuki dayanağına bakacak olursak;
İş kanununda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikayet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması sebebine bağlı fesihler kötü niyete dayanmaktadır.
Tazminat hesabı da İş Kanunu ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötü niyet tazminatı ihbar sürelerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır.
18. İş Mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Her iki tarafın avukatlarının kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2014/33470 E. , 2016/6083 K. numaralı kararında işçiye kötü niyet tazminatı ödenmesine hükmedilmiştir.
Sonuç itibariyle işvereni şikayet ettiği için işten çıkarılan işçi kötü niyet tazminatına hak kazanmıştır. İlgili Yargıtay kararının emsal nitelik taşıyacak olması sebebiyle önem arz ettiği tartışmasızdır.
Yargıtay kararına ulaşmak için tıklayınız.