Bilindiği gibi 696 sayılı KHK ile merkezi kurumlarda kadroya geçen 4/D sürekli işçilerin Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) 31 Ekim 2020 tarihi itibariyle sona ermişti.
1 Kasım 2020 tarihinden itibaren 696 KHK’lı sürekli işçiler için yeni bir dönem başlarken işyerinde/işletmede mevcut geçerli bir TİS olması durumunda taşerondan kadroya geçen işçiler de bu TİS’e dahil oldular.
Ancak pek çok kurumda geçerli bir TİS bulunmadığından taşerondan kadroya geçen işçilerin önemli bir bölümü için yeni dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci devam ediyor.
Bu noktada yeni TİS imzalanıncaya kadar 696 KHK’lı işçilerin mali ve sosyal haklarının nasıl belirleneceği tartışma konusu olmaktadır.
Özellikle 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle bu işçilere yüzde 4 ücret artışı yapılıp yapılmayacağı önemli bir soru işaretidir.
Bakanlık 24 Kasım 2020 tarihli yazı ile de; işyerinde/işletmede mevcut uygulanan bir TİS bulunmuyorsa, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin, 01.11.2020 tarihinden sonraki dönemde mali ve sosyal haklarının yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya, daha önce uygulanmakta olan Bakanlıkça yayınlanmış Toplu İş Sözleşmesi esas alınarak belirlenmeye devam edileceğini duyurmuştu.
Bir Üniversite’nin görüş talebine cevap veren Bakanlık yazısında şu ifadelere yer aldı:
“… Bu bağlamda, idarenizin taraf olduğu bir toplu iş sözleşmesi bulunmaması durumunda, yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar 696 Sayılı KHK’nın geçici 23. maddesi uyarınca, idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin, ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanmış ve süresi en son sona erecek Toplu İş Sözleşmesi esas alınarak Bakanlığımızca 12.04.2018 tarihinde ilan edilen hükümlerin iş sözleşmesi hükmü olarak devam edeceği değerlendirilmekle birlikte, işçilerle işverenler arasında hizmet akdinden, toplu iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının kesin çözüme bağlanması görev ve yetkisinin İş Mahkemelerine ait olduğu hususunda bilgilerinizi rica ederim.”
Ancak Bakanlık tarafından yayınlanan görüşlerde, taşerondan kadroya geçen işçilere 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle yüzde 4 zam verilip verilmeyeceği hususu açıklığa kavuşturulmadı.
Öte yandan süresi sona eren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin yenisi imzalanıncaya kadar uygulanmaya devam edilmesi, İş Hukukunda Toplu İş Sözleşmesinin Art Etkisi olarak bilinmektedir.
Toplu İş Sözleşmesinin Art Etkisinin hukuki dayanağı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşmeler Kanunu’nun 36/2 maddesidir. Söz konusu madde şu şekildedir: “Sona eren toplu iş sözleşmesinin iş sözleşmesine ilişkin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder.”
Ancak Art Etkisi Kavramının neleri kapsadığı, örneğin süresi sona eren bir toplu sözleşmedeki 6 aylık dilimler halinde verilen maaş artışlarının, TİS sona erdikten sonra da uygulanıp uygulanamayacağı izaha muhtaç bir durumdur.
Bu noktada Yargıtay içtihatlarıyla Art Etkisi kavramının sınırları belirlenmiş, süresi sona eren TİS’ten gelen hangi ödemelerin devam edeceği, hangilerinin etmeyeceği açıklığa kavuşturulmuştur.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2009/48194 E., 2010/432 sayılı Kararında şu hükme yer verilmiştir:
“Taraflar arasında temel uyuşmazlık, ücret artışlarının toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca tam olarak yapılıp yapılmadığı ve 31.12.2004 tarihinde süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin art etkisi noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi tarafından 1.1.2005 tarihinden sonraki dönem için de her altı ayda bir % 5 ücret artışı uygulanarak bir hesaplamaya gidildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre 14. dönem toplu iş sözleşmesinin süresi 31.12.2004 tarihinde sona ermiş ve yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanmamıştır. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 6. maddesinde, süresi sona eren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin iş sözleşmesi hükmü olarak devam edeceği şeklindeki düzenleme, kazanılmış hakların korunması amacına yöneliktir. Süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin ardından işverenin yürürlülüğü sona eren hükümlere göre yeniden ücret artışı yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu itibarla mahkemece 1.1.2005 tarihinden sonraki dönem için, süresi sona eren toplu iş sözleşmesinde her altı ayda bir zam öngörüldüğü gerekçesiyle ücret artışına gidilmiş olması hatalı olmuştur.”
Yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2010/3008 E., 2010/2916 sayılı Kararındaki hüküm şu şekildedir:
“Taraflar arasında temel uyuşmazlık, ücret artışlarının toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca tam olarak yapılıp yapılmadığı ve 31.12.2004 tarihinde süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin art etkisi noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi tarafından 1.1.2005 tarihinden sonraki dönem için de her altı ayda bir % 5 ücret artışı uygulanarak bir hesaplamaya gidildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre 14. dönem toplu iş sözleşmesinin süresi 31.12.2004 tarihinde sona ermiş ve sonrasında yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanmamıştır. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 6. maddesinde, süresi sona eren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin iş sözleşmesi hükmü olarak devam edeceği şeklindeki düzenleme, kazanılmış hakların korunması amacına yöneliktir.
Süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin ardından işverenin yürürlülüğü sona eren hükümlere göre yeniden ücret artışı yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu itibarla mahkemece 1.1.2005 tarihinden sonraki dönem için, süresi sona eren toplu iş sözleşmesinde her altı ayda bir zam öngörüldüğü gerekçesiyle ücret artışına gidilmiş olması hatalı olmuştur.”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, konuya ilişkin olarak seri halinde verdiği diğer kararlarda da aynı husus üzerinde durmaktadır.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2019/6851 E., 2019/17810 sayılı Kararında ise şu hükme yer verilmiştir.
“Diğer yandan ücret zammı artçı etki olarak devam ettirilmediğinden sendikalı olunmayan bu dönem için ücret zammı hesaplanmaması yerindedir.”
Dolayısıyla Yargıtay içtihatları; Art Etkisi kavramının, süresi sona eren TİS’te öngörülen ücret artışlarını kapsamadığı, dönemsel olarak sınırlandırılmış yüzdelik ücret artışlarının/zam oranlarının işçi açısından “kazanılmış hak” kapsamında olmayacağı yönündedir.
Sonuç olarak Yargıtay kararlarına göre; ‘Toplu İş Sözleşmesinin Art Etkisi’ giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, çocuk, yakacak, öğrenim yardımı gibi ‘akçalı alacaklarla’ sınırlı olup, TİS’te dönemsel olarak sınırlandırılmış ücret artışları ‘Art Etkisi’ kapsamında değildir.
Bu nedenle taşerondan kadroya geçen 4/D sürekli işçilere; Bakanlık tarafından 12 Nisan 2018 tarihinde ilan edilen Toplu İş Sözleşmesi ile belirlenen yüzde 4 zamların, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren verilmemesi, yeni TİS imzalanıncaya kadar mevcut yevmiyelerle devam etmeleri, yeni TİS imzalanınca ücret zamlarının geriye dönük olarak uygulanması, ancak 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle asgari ücretin altında kalan günlük ücretlerin asgari ücrete çekilmesi, ayrıca yemek, yakacak, çocuk yardımı gibi sosyal yardımların ödenmeye devam edilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.
Bu Yazının PDF formatı için tıklayınız